12 Ağustos 2012 Pazar

Güncelleme

   Merhaba ! Uzun zamandır şuraya yazacak vaktim olmadı demeyeceğim çünkü cidden en büyük yalan bu,sadece yazmak istemedim sanırım.Durum güncellemesi yapmam gerekirse şu an tam olarak 86,0 kiloyum.Epey uzun bir yol kat ettim fakat işin zor kısmı yeni başladı.Zira son haftalarda vücudumdaki yağlarla resmen savaş içerisindeyim.Öyle bir yapışmışlarki bedenima bazen  günde 2,5 saat yürümeme rağmen tartıda gram değişiklik görmüyorum.Yinede neredeyse 130 kilo ile bu yola başladığım düşünüldüğünde oldukça başarılı sayılırım.Duam tez zamanda şu yapışkan 6 kiloyu bedenimden atıp 70 li kilolara inmek.Allah'ım yardımcım olsun inş,sadece benim değil bu uğraşta olan herkesin.

22 Mayıs 2012 Salı

2.ay durum raporu

Merhaba,
  Aslında diyetisyen randevumun üzerinden neredeyse 10 gün geçti fakat final döneminde olduğumdan ancak vakit bulabiliyorum yazmaya.Bu ay gerçekten çok da fazla kilo veremediğimi düşünüyordum ve açıkçası biraz da korkarak gittim randevuya.Fakat sonuç yine olumlu oldu.Bu ay da tam olarak 9 kg vermişim.Gram eksik ya da fazlası yok,tam olarak 9 kg : )) Maaşallah!Maaşallah!Maaşallah! Tabiyki çok sevindim.Vücut yağ oranım %47'ye,iç organ yağlanmam ise %10 a düşmüş.Su ve kas oranımda gayet iyi.Bu sonuçla birlikte başladığım günden itibaren vücudumda fazladan depolamış olduğum  toplamda 20 kiloya ebediyen hoşçakal demiş oldum.Bir sonraki randevum Haziran 10-12 arasında olacak.Bakalım yeni sonucu bende merakla bekliyorum.Dilerim yine güzel haberlerle dönerim...

24 Nisan 2012 Salı

Uyduruk Tarifler : Light Patlıcan Köftesi



Malzemeler   :

 3 orta boy patlıcan
 4 dilim kuru kepek ekmeği (rondodan geçirilip un haline getirilecek)
 2 yemek kaşığı lor peyniri
 2 yumurta
 2 çay kaşığı kabartma tozu
 1 çay kaşığı tuz
 4 ince dal yeşil sarımsak (İsteğe göre maydanoz)
 Baharatlar ; kırmızı pul biber,kekik,karabiber,nane.

Hazırlanışı  :

  Patlıcanlar alaca soyularak kesme şeker büyüklüğünde doğranır.1 su bardağı su eklendikten sonra yumuşayana dek haşlanır.Süzgece alınıp,fazla suyu alınır.Sonrasında patlıcanlar büyük bir kaba alınır içine yumurtaları,rondodan geçirilip un haline getirilmiş kepek ekmeğini ve tüm malzemeler eklendikten sonra karıştırılır.Yanmaz yapışmaz tava zeytinyağı ile çok hafif yağlanır karışımdan küçük parçalar koparıp oluşturduğumuz köfteler önlü arkalı kızartılır.

Afiyet olsun !

  Bu köfteyi Emine Beder'in "patlıcan mücveri" tarifindeki malzemeleri değiştirerek yaptım.Gerçekten çok hafif ve lezzetli oldu.Ayrıca oldukça doyurucunu olduğunu söylemeliyim.Yanında yogurt ve salata ile tüketildiğinde akşam yemeğinde ne yesem derdini ortadan kaldırıyor.

13 Nisan 2012 Cuma

1.ay durum raporu



Merhaba...

     Bugün çok özel ve güzel bir gündü.Beslenme gidişatımı değiştirme kararını alalı bir ayı geçti.Sonunda diyetisyen kontrolüne gittim.Daha önce de söylediğim gibi kilo verme konusunda kendimi şartlandırmak istemediğim için evde tartı kullanmıyorum.Sonuç olarak toplamda 9 kg vermişim : ) Vücut yağlanmam %51'den %48'e ,iç organ yağlanmam %13'den %11 e inmiş.Sonuçtan oldukça memnunum.Doktorum da aynı şekilde mutlu oldu,tebrik etti beni.
    Bu bir ay boyunca tam anlamıyla listeye sadık kalmadığım günler de oldu,yürüyüş yapamadığım günlerde.Ama bir şekilde toparladım ve sonuç verimli oldu.Dr. beslenme listemde herhangi bir değişiklik yapmadı.Aynen devam edeceğim yani.Umarım bir daha ki sefere yine mutlu sonuçlarla dönerim.Kendime kocaman kocaman "maaşallah maaşallah maaşallah" diyorum.Allah'ım bu kararımı sonuna kadar devam ettirmemi ve benim durumumdaki kişilerin de bu şekilde bir kararla yola çıkmalarını sağlasın.

4 Nisan 2012 Çarşamba

Son zamanlarda...

   Son zamanlarda ben yeni beslenme biçimime alışmak için elimden geleni yapıyor,bu durumun verdiği huzurun tadını çıkarıyorum.Kilo veriyor muyum bilmiyorum zira tartı bulundurmuyorum evde.Fakat çevremdekilerin söylediklerine ve ilk "önce-sonra" fotoğraflarına göre hafiften bir incelme söz konusu.
  8 Nisan'da kararımın ve değişimin 1.ayı dolacak.Şimdilik iyi gidiyor.Bazen motivasyonumu yitirsem de bıkmadan usanmadan yoluma devam ediyorum.Elimden geldiğince fazla hareket ediyor,sağlıklı besleniyorum.
  Kötü olan tek bir şey var o da hala diyet koladan vazgeçememiş olmam.Bence en zor kısmı bu;kafein bağımlısı olduğum için vazgeçmek imkansız gibi geliyor.Kolay mı yıllardır içtiğim sudan daha fazla tükettiğim bir içecek sonuçta.Azaltmaya çalışıyorum umarım başarırım.Şu da var ki bu yeni beslenme tarzını "diyet" başlığı altında tutup kendimi herşeyden kısıtlamak istemiyorum.Ne kadar kısıtlarsam o kadar zorlaşacak ve bir o kadar kolay pes edeceğim biliyorum.
   Şimdilik herşey gayet yolunda çok şükür.10 Nisan'da diyetisyenime gideceğim kontrol için.Dilerim güzel haberlerle döner,mutlu mutlu musmutlu yazarım buraya da.Allah'ım devamını getirmemi sağlasın ve yeni beslenme biçimimi yaşam tarzı haline getirmem için yardım etsin.

22 Mart 2012 Perşembe

Uyanış


Evet...
   Uzun bir düşünme aşamasından sonra kararımı verdim ve 8 Mart Perşembe günü sabah erkenden kalkıp yakınımda bulunan Araştırma Hastanesi'ne gittim.Özel bir hastaneye de gidebilirdim ama önce devlete bağlı olanı denemek istedim.Olur da gerçekten benimle ilgilenmezlerse,gideceğim özel hastane ve doktorların bilgilerini hazırlamıştım.Öncelikle gittiğim poliklinik endokrin oldu.Diyabet hastası olmaktan deli gibi korktuğum için önce bu engeli aşmam gerekiyordu.Yaklaşık 1,5 saat sıra bekledikten sonra doktorun odasına girdim bir kaç sorunun ardından doktor bana kilomu sordu.Gerçekten bilmiyordum zira en son 5 ay önce ailemin evindeyken tartılmış,110 kg'nun üzerinde olduğumu görmüştüm.Derin bir nefes alıp doktorun elektronik tartısına çıktım ve gördüğüm rakam tam olarak 128,6 idi.O an durdum,nefes almayı bıraktım ve düşündüm "Ne yapıyorum ben?Ne hale getiriyorum kendimi,vücudumu?Nasıl bu hale gelebildim?" dedim kendime.Doktorun odasından çıktıktan sonra epey şoku atlatamadım.Olmam gereken kilonun tam olarak iki katıydım,bunu kabullenmek hiç kolay değil.Yaşadığım şokla birlikte iştahım da tamamen kapandı ve o andan şu ana kadar da durum aynı.Kısacası bu maceraya başlamam kadınlar gününe denk geldi.Sanırım kendime verip verebileceğim en iyi hediye oldu.
   Sonrasındaki günlerde doktorun gerekli gördüğü tüm testleri yaptık.Bunlar biyokimya,hormon,tiroit,A1C ve sonrasında şeker yükleme testiydi.Çıkan sonuca göre şeker hastası değildim fakat değerler tam sınırda çıktı.Doktor bu kiloyla ve bu şekilde beslenmeye devam edersem en iyi ihtimalle 30 yaşından itibaren kesinlikle diyabet hastası olacağımı söyledi.Yediklerime dikkat etmemi ve diyetisyeni görmemi söyledi,herhangi bi ilaç tedavisine gerek görmüyorum,sadece çok dikkatli beslenmelisin dedi.
   Tüm testlerden ve uğraştan sonra 13 Mart sabahında diyetisyene gittim.Diyetisyenim hemen hemen benim yaşlarımda,çok iyi biri gerçekten.Beni dinledi,anlattıklarım hakkında yorumlar yaptı."Çok bilinçli ve kararlısın ki bu da bizim için en önemli şey." dedi.Onun odasındaki garip tartımsı cihaza göre 123,4 kg görünüyordum.Evet doktora gittiğim ilk günden beri dikkat ediyor okula yürüyerek gidip geliyordum ama insan 5 günde 5 kg da veremez yahu  : ) Sanırım endokrin polikliniğindeki tartıda sorun vardı.Neyse yani 120 kg'nun üzerinde olunca geri kalan rakamlar pek önem arz etmiyor.Zaten ben gerçeği kabulenmiştim,sağlıksız ve obezdim.Ve kendimi bu hale sadece ve sadece BEN getirmiştim.
   Dr.un vücut analizi yapan cihazına göre vücudumun %51 i yağ çıktı.Ayrıca iç yağlanmamda sınırda yani %13.Tüm bu verilere dayanarak ve gündelik hayatıma uyacak şekilde 2200 kalorilik bir beslenme listesi oluşturduk.Bu derece fazla kilom varken spor yapmam çok sağlıklı olmayacağından gün içinde haraketli olmama,asansör yerine merdiven kullanmama,okula ürüyerek gidip dönmeme karar verdik.Zaten okula bu kiloyla varmam 25 dk yı buluyor yani gidiş dönüş toplamda 50 dk yürüyüş yapmış oluyorum.İleri ki günlerde kilo kaybım olursa ve haraket etme konusunda daha rahat olursam spor yapmayı da düşünmüyor  değilim.
   Doktorun odasından çıktım ve yol boyunca çok başka bir yaşam hayal ettim.Ben 15 yaşından beri ailemden uzakta yaşıyorum.Dolayısıyla yurtta çıkan yemekleri beğenmedikçe hep abur cubur ile beslenmeye başladım.Şu an 24 yaşındayım ve yaklaşık 9 yıldır bu biçimde besleniyordum.Hiç bir zaman aşırı zayıf olmadım.Hep balık etli bir insandım ve 170 cm boyla öyle göze kötü görünen bir tarafım yoktu açıkcası.Şimdi geldiğim noktada tüm bunlara çok başka bakıyorum.Öyle bilinçsizmişim ki...Sadece yiyerek, üzülüp,sıkılıp,bunalıp bla bla... yiyerek bu hale getirdim kendimi.Pasif yaşadım,spor yapmadım,yürümedim,yapılabilecek tüm hataları yaptım.Fakar hatalara ahh,vahh demektense tekrarlamamak için çaba göstermenin en iyi çözüm olduğunun bilincindeyim.Bu bilinç ve kararlılıkla bir yola koyuldum.O gündür yani yaklaşık iki haftadır çok dikkatli besleniyorum,bol bol hareket ediyorum.Yukarıdaki fotoğraf geçen akşamki yemeğime ait.Umarım hep böyle devam eder.Allah'ım irademi kontrol etmem ve bu beslenme şeklini hayat tarzı haline getirmem için yardımcı olsun.Bakalım bu karar ve yol beni hangi noktaya getirecek,nasıl değiştirecek...Buraya yazmamın sebebi de bu zaten,herşeyi kayıt altına alıp aynı hatalara tekrar düşmemek,motivasyonum düşmeye başladığında tüm bu yazdıklarımı okuyup kendime gelmek.
   Umarım başarılı olurum.

21 Mart 2012 Çarşamba

Obez Olmak

    Merhaba...

   Uzunca bir süredir hatta yaklaşık bir senedir beslenme gidişatımı değiştirmek isteyen ben , bir türlü karar veremiyor,versem de kararlılığımı devam ettiremiyordum.Anormal derece sağlıksız ve fazla besleniyordum.Her ne kadar durumdan hoşnut olmasam da boşvermiştim bir kere öyle de gidiyordu.Aynada kendimi hala güzel görüyor,mağaza mağaza gezip üzerime uyacak giysi arıyordum.Bir gece saat 01:00 sularında tatlı krizim geldi.Ne yapsam,ne yapsam diye düşünürken ev usulü frappuccino yapmaya karar verdim.Bol şekerli,bol kremalı,çikolata soslu ve üzerinde krem şantisiyle evet evet,tam bir kalori bombasıydı.Tam bilgisayar sehpasına koydum içecektim ki aniden bilinçsiz bir şekilde sehpayı çektim ve tüm o 530 ml'lik soğuk kahve önce kucağıma,sonra koltuğa,en son olarak çok sevdiğim halımın büyük bir kısmına yayıldı.Ve ben o gece o kahveyi içmek yerine saatlerce halı sildim.(Tabi leke çıkmadı,direkt halı yıkamaya gönderip kurtuldum çok şükür.)
Bu anlattığım olayı durumumla şu şekilde ilişkilendireceğim : Her gece "Allah'ım irademi kontrol etmeme,sağlıklı beslenmeme ve bu gidişatı değiştirmeme yardım et." şeklinde dua etmek dışında uygulama anlamında hiç bir şey yapmıyordum.Yani bu olayı bir tür mesaj olarak algıladım ve durumu ciddi biçimde ele almaya karar verdim.

   Tüm bu bahsettiklerimin dışında yaşadığım zorluklardan söz edecek olursam;son zamanlarda yürürken zorlanmaya başlamıştım,nefes nefese kalıyor bayılacak gibi oluyordum.Ayrıca eklemlerde oluşan baskı ağrı ve acılara sebep oluyordu.Daha doktora,diyetisyene gitmeden önce bile vücudumda en az 50 kg fazla yük taşıdığımın farkındaydım.İstediğim gibi giyinemiyor olmanın verdiği sıkıntının yanı sıra korseydi şuydu buydu derken kat kat giyiniyor tüm bu kilo saklama girişimlerinin verdiği rahatsızlıklara katlanmak zorunda kalıyordum.Fiziksel hasarın dışında ruhsal anlamda da çok zor bir şey şişman,obez olmak.Yolda yürüyorsunuz,kafanız önünüzde adamın biri arabasından kafasını çıkarıp "Şişko!Şişko!" diye bağırıyor ve tüm insanlar dönüp size bakıyorlar.Tüm başarılarınıza,iyi niyetinize,karakterinize rağmen toplum içinde hep engelli ve ezik muamelesi görüyorsunuz,kendinizi daima başarısız hissediyorsunuz.Elbet her kilolu insanda durum böyle değildir ama en azından bende ve tanıdığım bir kaç arkadaşımda bu şekilde.

   Tüm bu yaşadıklarımdan sonra bir karar verme sürecine girdim.Beni bu karara iten bir diğer etken ise annemin diyabet hastası oluşuydu.Pek tabiy bende de genetik yatkınlık söz konusu,bu kiloyla ve bu beslenme biçimiyle devam edersem önünde sonunda bu hastalığa maruz kalacağımın da bilincindeydim.Üstelik son zamanlarda kan şekerimin yüksek seyrettiğine dair bir kaç belirti de görünce her şeyi bir kenara bırakıp bu sefer sadece kendim için bir karar verdim.Sağlığım elden gidiyordu,son derece mutsuzdum,şişman olmak hem bedenimi hem de ruh halimi harap ediyordu.Bu duruma üzülüp daha fazla yemek,öğünleri abur cuburla geçirmek beni daha da vahim hale getiriyordu.

   Netice olarak bir karar verdim,evet,ama bunu öyle gelişi güzel bir biçimde yapmayacaktım.Diyabet hastalığından şüphelendiğim için öncesinde tüm testleri yaptıracak,endokrin polikliniğine gidecek sonrasında da diyetisyene danışacaktım.
   Kararımı vermiştim ama ne ile karşılacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu.
   Devamını bir sonraki yazımda yazacağım.
P.S. :Blog ismi konusunda hala bir karar veremedim.Sanırım doğru ismi bulana dek değiştireceğim ^.^